Karadeniz Arkeolojisi - Roma Mil Taşları
Yollara çok önem veren Romalılar, ana yolların belli
noktalarına mil taşları koymuştur. Yolun yönünü ve merkeze uzaklığını gösteren bu
taş, yuvarlak beyaz mermerden yapılmıştır. Bazı Roma mil taşlarının üzerinde dönemin
Roma İmparatorunun ve yöneticilerinin (vali) isimleri yazılıdır.
Zamanla yollar ortadan kalksa bile, bulunan mil taşları Roma
yollarının mevcudiyetini gösteren önemli buluntulardı. Yollar üzerinde
uzaklıkları gösteren mil taşları yolların kenarına dikilir ve her biri bir
millik mesafeye dikilmiş olurlardı.
Mil Taşları “Milliarium”
Augustus (MÖ. 27 - MS. 14) tarafından Forum’un merkezine “Milliarium Aureum” adında yaldızlı bir mil taşı
–sütun- yerleştirildi ve mil taşlarının
başlangıç noktası olarak seçildi. Fransız şair ve filozof Alain
de Lille’nin 1175’te
söylediği meşhur söz, bu durumu ifade eder: “Mille viae ducunt hominem per
secula Romam” (Tüm yollar Roma’ya çıkar). Lille’nin “Bin yol bir insanı sonsuza
dek Roma'ya götürür” deyişi de yapılan işin mükemmelliğini ve yol ağı merkezinin
Roma’da olduğunu gösterir.[1]
Böylece Roma’nın
bütün
mil taşlarının
ölçüsü Milliarium Aureum’dan hesaplanacaktı. Bu
sistemle yolcular Roma yolu üzerinde olduğunu bilecek ve iki nokta arasındaki
standartlaştırılmış mesafe ve yönüne sahip olacaktı. Mil taşları yahut “Milliarium”
denilen bu taşlar, kilometre taşı anlamına
gelip yolların kenarlarına dikilirdi. Yol kenarına belirli aralıklarla dikilen
bu taşlar, krallık döneminde kare şeklinde iken, cumhuriyet döneminde silindir
şekline dönüşmüştü. [2]
Mil taşlarıyla ilgili kurallar, MÖ. 451-452’de çıkarılan 12 Levha Kanunları ile belirlenmiştir. Mil
taşlarına ilişkin bazı kurallar şöyleydi:
1. Kilometre taşının atfedildiği kişinin unvanı, en yüksek unvan
olan Senato’nun verdiği veya kişinin kendi askeri çabası ve becerisiyle
kazandığı ödüllendirme (taltif) olan IMPERATOR’ dur.[3]
2. Kısaltmanın devamına unvanı kazanan veya verilen şahsın,
varsa, aile, soy, silsile adı yazılır. Romalılar buna gentil nyme (name) derler (Anaerkil ya da ataerkil ailenin adı).
3. Gentlice ailenin adından sonra bu şahsın kazandığı başka
bir ad ve unvan belirtilir.
4. İsim ve unvanlardan sonra sütunun kim tarafından veya ne
için dikildiği belirtilir.[4]
5. Miliaria’yı diken, yazan kişinin adı ve görevi veya unvanı
yazılır.
6. Miliaria’nın dikildiği yerle bir sonraki yerleşim yerinin
adı ve uzaklığı belirtilir ve miliaria taşının en alt tarafına yazılırdı. (Kaynak
için bkz. tarihçi Quintilian)
En ünlü mil taşı, yukarıda bahsettiğimiz gibi Milliarium Aureum idi.
Altın Mil Taşı "Milliarium Aureum"
Mermer veya yaldızlı bronzdan yapılmış, İmparator Augustus tarafından Antik Roma'nın
merkezi Forumundaki Satürn Tapınağı yakınına dikilmiş bir anıttır. Tüm yolların
bu anıttan başladığı düşünülüyordu ve Roma İmparatorluğu'ndaki tüm mesafeler
ona göre ölçülüyordu. Üzerinde belki de imparatorluktaki tüm büyük şehirler ve
onlara olan mesafeler listelenmişti ancak anıtın kesin konumu ve yazısı
tarihçiler arasında tartışma konusu olmaya devam etti.
Mil taşlarının bir başka işlevi, yerleşimlerin birbirlerine
olan mesafeleri yanında bölgenin topoğrafyası hakkında da çeşitli bilgiler
içermesiydi. Bu bilgiler aracılığıyla askeri haritalar çizilebiliyor, kentlerin
haritaları çıkarılıyordu.[5]
Anadolu’da Mil Taşları
Anadolu’da mil taşları çokça
mevcuttur. Bunun sebebi, hem bir ticaret merkezi olması hem de ağırlıklı olarak
Augustus’la birlikte Roma da meydana gelen eyalet değişimleri ve buna bağlı
olarak yol ağının batıdan ziyade doğuya doğru gelişmesi; aynı zamanda Roma’nın, Anadolu üzerinde hak iddia eden Partlar ve Sasaniler’le
olan mücadelesini söyleyebiliriz.[6]
Bu mil taşlarının günümüz açısından bir diğer önemi ise: Bir
şekilde kayıtlarda bulunamayan yerel yöneticilerin isimlerinin tespitidir. Amasya’da
Severus Alexander döneminde yöneticilik yapan, Q. Faltonius Restitutianus mil
taşlarından belirlenmiştir. [7]
Mil taşları, bölgede görev yapanların sürelerini; bölgenin
ismini, geçitleri, ülke sınırlarını, eyalet sınırlarını ve Roma yol ağının
belirlemesini kolaylaştırıyordu. Son zamanlarda keşfedilen bir takım mil
taşlarının yardımı olmasa idi, Anti-Toros yollarının geri kalanlarını anlamak
imkânsız olurdu.
Mil taşlarının çapı ortalama 50, 60 cm., kare ve silindir
şeklinde ve toplamda 180 – 300 cm. toprak üstünde 150 cm. bırakılırdı. Gayet
kolay seçilebilir şekilde yapılmışlardı.
Fatsa’da Bulunan Mil Taşı
Bölgemizde de Antik Roma izlerine Mil Taşları vasıtasıyla
ulaşabilmekteyiz. Fatsa ilçesinde Roma İmparatorluğu döneminde, milattan sonra
239 yılı civarında dikilen bir mil taşı, bir caminin bahçesinde 56 yıldır
oturak olarak kullanılmaktaydı. Önemli bir tarihi eser olduğu tespit edilen
taş, cami bahçesinden kaldırılarak Ordu Müzesine götürüldü.
Fatsa'nın Bolaman Mahallesi'nde, 1968 yılında inşa edilen Laleli Merkez Camii'nin temel kazısı sırasında bir taş bulundu. O dönemki vatandaşlar, taşın üzerindeki yazıları görünce şüphelenerek gerekli araştırmaları başlattı. Ancak herhangi bir sonuç alamayan halk, taşın düzgün yapısını göz önünde bulundurarak onu cami bahçesine yerleştirip oturak olarak kullanmaya karar verdi.
1970'li yıllardan itibaren vatandaşlar, bu tarihi taşın
üzerinde oturup dinlendi; cemaat ve misafirler burada yıllarca sohbet etti.
Ancak, Fatsa Cahit Zarifoğlu Anadolu Lisesi'nde görevli edebiyat öğretmeni
Aydın Bal, yıllar sonra taşın üzerindeki yazıları yeniden fark etti. Bunun
üzerine Bal, Fatsa Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Cevat Erbil ile
irtibata geçti. İlk incelemeler, Ordu Üniversitesi akademisyenlerinin de
katılımıyla yapıldı ve Marmara Üniversitesi Tarih Bölümü'nden Prof. Dr. Hüseyin
Sami Öztürk tarafından Latince metin çevrildi. Böylece eserin önemi anlaşıldı.
Ordu Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Erken Hıristiyan ve
Bizans Sanatları Anabilim Dalı'nda öğretim üyesi olan Doç. Dr. Seçkin Evcim,
bulunan taşın önemli bir eser olduğunu ve Karadeniz Bölgesi'nde benzerlerine
ulaşmanın zor olduğunu ifade etti. Evcim, "Taş, milattan sonra 239
yıllarına ait. Roma Dönemi'nde yolları gösteren ve aynı zamanda o yolu yaptıran
veya onartan imparatoru onurlandıran mil taşları oldukça yaygındı. Anadolu'da
bu konuda geniş çaplı çalışmalar yapılmıştır. Biz de önceki çalışmalara baktık
ve bu taşın daha önce yayınlanmadığını belirledik" dedi.
Bu durum, bölgedeki tarihi eserlerin korunması ve tanıtılması
açısından önemli bir örnek teşkil ediyor.[8]
Kaynaklar:
Kakuturu,
Jahnavi-Toker, Alper. 2022,
“Do all roads lead to Rome?” European Journal of Cardio, West Virginia
University Press, Morgantown, USA
French,
David; 1985 ‘’Roma Yolları
ve Mil Taşları’’, III. Araştırma Sonuçları Toplantısı, Ank.
Quintilianus, Marcus Fabius. (MS. 30-100); Aktaran: Gwynn,
Aubrey (1926) Roman Education from Cicero to Quintilian. New York City Teachers
College Press - s. 140
Ramsay, William. 1960 The Via Appia, Dictionary of Greek and Roman
Antiquites, London,
Haber Global Web Haber Portalı
[1] Kakuturu
- Toker, 2022
[2] French, 1985;
s. 145
[3] Genelde
miliaria taşlarında unvan kısaca belirtilir; IMP ya da IMPER şeklinde yazılır. Latince
imperator kelimesini ilk kullanan Augustus’tur. Askeri kumandan anlamına
gelen bu unvan, rütbe ve mevkii olarak kralların üzerindedir ve bu tarih
itibariyle çok büyük devletleri yönetenlere imparator denilecektir.
[4] Bu amaç
için belli fiiller kullanılır: “munivit:
sabitleştirdi/yaptı; fecit: yaptı, restituit: yeniden yaptı, onardı veya
yeniden inşa etti” biçimindedir.
[5] MÖ 6200
yıllarına tarihlenen Çatalhöyük ()Konya-Çumra)
kent planını gösteren harita, dünyanın bilinen en eski haritasıdır. Anadolu
Medeniyetleri Müzesi’nde sergilenmektedir.
[6] Roma
İmparatorluğu’nun batısı ve kuzeyi, yol ağı için çok müsait değildi. Sık
ormanlar ve bataklıkların yanı sıra yerel kavimlerle olan sürekli savaş hâli
engel olmakta idi. Asia, Arabia eyaletleri ve Mısır her zaman, batıdaki eyaletlere
göre daha revaçta idi.
[7] Ramsay,1960,
s. 301-302
[8] Haber
Global, 01.11.024